| Turc | Anglais | |||
|---|---|---|---|---|
| Politics | ||||
| Politics | çok etnikli | multi-ethnic adj. | ||
|
Our only objective is to guarantee the continuation of multi-ethnic integration. Tek hedefimiz çok etnikli entegrasyonun devamını garanti altına almaktır. More Sentences |
||||
| Social Sciences | ||||
| Social Sciences | çok etnikli | multiethnic adj. | ||
|
I think we should remember how the multiethnic Macedonian population coped with the conflict in Kosovo. Çok etnikli Makedon nüfusunun Kosova'daki çatışmayla nasıl başa çıktığını hatırlamamız gerektiğini düşünüyorum. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | çok etnikli | poly-ethnic adj. | ||
| Turc | Anglais | |
|---|---|---|
| General | ||
| General | afganistan'da taliban'a karşı kurulmuş çok etnikli bir ılımlı islam ittifakı | united front n. |
| Politics | ||
| Politics | çok etnikli toplum | multiethnic society n. |
| Social Sciences | ||
| Social Sciences | çok etnikli bir gruba mensup kimse | multiethnic n. |
